Hızla gelişen teknoloji, bilginin gün geçtikçe kartopu gibi büyümesi, mesleklerin farklılaşması gibi geleceğe dair ön gördüğümüz veya göremediğimiz birçok değişimin meydana gelmesi, bizleri geleceğe dair düşünmeye sevk etmektedir. Şu an icra edilen mesleklerin zamanla değişeceği, teknolojinin gelişmesi ile farklı dallarda mesleklerin değişip çeşitleneceği de ön görüler arasında. Meslek edinmeye karşı oluşan tutumun zamanla değiştiği, bilişim sektöründeki gelişmelerin takip edilemeyecek bir hızla ilerlediği ise meslek edinme algısının zamanla değerini farklılaştırdığını bizlere göstermiştir.
‘Gelecek bizi korkutmalı mı?’, ‘Geleceğe nasıl hazırlanmalıyız?’, ‘ Çocukları geleceğe hazırlarken onlara nasıl bir eğitim uygulamalıyız?’ gibi sorular son zamanlarda merak konusu haline gelmiştir. Sorulan soruların cevapları aslında gelecekte gizlidir fakat geleceği ön görmeye çalışmak, şu an eğitim alan çocukların hayata hazırlanmaları için ciddi önem teşkil etmektedir. Konunun önemini göz önünde bulundurursak; geleceği yorumlamak, gelecekteki meslek algısını tanımlamak ve günümüzle geleceği anlamaya çalışmak gibi merak edilen konuları Bilişim Uzmanı Buğra Ayan ile konuştuk.
- Gelecek denilince ilk aklınıza ne geliyor? Neden?
Benim gibi sayısal eğitim alan kişilerin bu soruya cevabı “matematik” olacaktır. Çünkü geleceğin merkezinde “veri” duruyor. Veriyi de aslında matematiksel denklemlerin parçası olarak düşünülebiliriz. Yapay zeka odağından bakınca şu anda “rastgele” yaşıyoruz diyebiliriz. İncelenen veriler matematik bilimiyle yorumlandığında bize daha düzenli ama daha az özgür olduğumuz bir hayat sunacak. Bu hayat tarzı da geleneklerden kültürlere kadar her şeyi ciddi bir şekilde etkileyecek. İnsanlık şu an buna hazır değil. Çünkü mevcut eğitim sistemi, tüm dünyada, geçmişe takılı kalıyor. İşte zaten bütün bu çalışmalarda yapmaya çalıştığımız şey de hep beraber bu geleceğe hazırlanmak. Çünkü birileri dalganın altında kalacak diğerleri üstünde.
- Çocuklar tarif ettiğiniz gelecekte hangi yetkinliklere sahip olmalılar?
Burada kodlama, robotik, STEM gibi sayısız kavramı peş peşe koyup karmaşık bir fotoğraf oluşturabiliriz. Ama bence bu hatalı bir bakış açısı. İnsanlık tarihi boyunca “anlamak değişimin anahtarı” olmuş. Çocukların zihinleri berrakken eğitim sistemi, toplumsal normlar vs. bu zihnin berraklığını bozup onu bir kalıba sokuyor. Çocuk da bundan dolayı zamanın ruhunu anlayamıyor ve hayat tüm hareketliliğiyle bir akarsuyken çocuğun zihni bu akarsuda hareket etmek yerine kenarda bir su havuzunda kalabiliyor. Dolayısıyla berrak bir zihin bence yetkinlik olarak yeterlidir. Geri kalan tüm o popüler icatlar mutfaktaki tencere ,tavadan farklı değil sadece araç.
- Teknolojinin gelişmesi ile birlikte bilgiyi alma şeklimiz değişti mi? Bilgiyi alma şeklimiz ileride meslek seçimlerini etkileyecek mi?
Evet. Toplumun bilgi alma yönünün değişmesi, belki de “yönsüzleşmesi” çok önemli bir konu. 15 yaşında bir çocuk geniş kitleleri bir konuda ikna edebiliyor. Tabiri caizse dijital bir kanaat önderi olabiliyor. Bu da doğal olarak meslek seçimini etkiliyor. Fakat büyük resimde gitgide vahşileşen bir kapitalizm ve onun gölgesinde yapılan meslek seçimleri var. Dolayısıyla öncelikle tüketim toplumunun sahte dünyasından birey ne kadar uzak kalırsa o kadar özgür meslek seçimi yapacaktır diye düşünüyorum.
- Yabancı dil bilmek gelecekte meslek başarısını etkileyecek mi? Sizce ileride en az kaç yabancı dil bilmek gereklidir?
Yabancı dil bilme konusunda yapay zeka çalışmalarının geleceği önemli. Belki de kısa süre içinde otomatik çeviriler olacak. Tabi ki bu sürece kadar iyi bir İngilizce bilgisinin tartışılmaz olduğunu düşünüyorum. Dil bilmekten ziyade farklı dilleri konuşan insanları anlamak da önemli bir beceri olarak gelecekte ön plana çıkabilecek gibi duruyor.
- Z kuşağının yeterlilikleri ile ilgili neler söyleyebilirsiniz? Sahip olunan yeterlilikler bu kuşağın geleceğe hazırlanmasında yeterli midir?
Şirketler, Z kuşağından öyle bir şey çaldı ki bunun acısı ileride çok daha iyi anlaşılacak. O da “durma güdüsü” . Sonsuz canlı, sonsüz süreli oyunlar, sonsuza kadar kayan sosyal ağlar ile durmadan sistemin içinde kalmaları amaçlanıyor. Bu da onların üretmesini engelliyor. Çünkü insanın üretmesi için bir hayale aşık olması gerekiyor. Bunun için de durması. İşte bunu yenip “ekran imparatorluğu” nun sınırlarından dışarıya çıkabilirlerse çok şanslılar. Çünkü onları dünyanın en büyük kütüphaneleri, bilgi kaynakları bekliyor. Ama çoğu bu sistemin dışına çıkamayacak ve maalesef yapay zeka çalışmalarının pili konumunda olacak.
- Şu an icra edilen mesleklere gelecekte ne olacak? Tamamıyla biteceğini öngördüğünüz meslekler var mı?
Mesleklerin aslında şekil değiştirmesi var diyebiliriz. Yapay zekayı bir tür elektrik gibi düşünelim. Elektrik hayatımıza girince bütün mesleklerin nasıl değiştiğini biliyoruz. Aynı şekilde yapay zeka da marketten pazarlamacıya, siyasetçiden çiftçiye kadar herkesin mesleğini evirecek. Bu dönüşüm sırasında veri bilimcisi, yapay zeka mühendisi gibi bir çok meslek çıkacak. Tamamıyla biteceğini değil ama birçok mesleğin dönüşeceğini düşünüyorum.
- Çocukları geleceğin mesleklerine hazırlamak veya yönlendirmek gerekli midir? Nasıl?
Berrak bir zihinle zamanı okuyabilirler. Dolayısıyla sadece sorgulamayı öğretmek yeterlidir diye düşünüyorum. Yani ne düşüneceklerini değil de düşünme eylemini nasıl gerçekleştireceklerini öğretmek. O zaman özgüvenlerini doğru seviyede tutup merak alanlarından bir “merak madenciliği” yaparak zamanın ruhunda zihinlerini yıkayabilirler. Aksi takdirde öfke dolu, hırslı, açgözlü milyarlarca insandan bir başkası ortaya çıkacaktır. Robot yapması burada çok da önemli olmaz.
- Geleceğin mesleklerinin seçiminde ailenin rolü hakkında neler söyleyebilirsiniz? Aile bu konuda ikna edilebilir mi?
Aile genelde olaya “sade bir şekilde” bakar. Çocuğu bir başarı hikayesi oluşturuyorsa o da bu sürecin destekçisi olur. Çocuğun başarı hikayesi yazabilmesi için ise onunla bol bol zihin açıcı sohbetler yapması ve doğru rol modeller ile tanıştırması önemli diye düşünüyorum.
- Çocuk yaşta ünlü olup bir meslek sahibi olan çocuklarla ilgili kanaatleriniz nelerdir? Çocukların erken yaşta para kazanıp, sosyal medyada popüler olması ile ilgili düşünceleriniz nelerdir?
Nasıl kazandığına bağlı. Yapay zeka kursu çekip satan 13 yaşında bir çocuk ile suratına pasta vuran aynı değil diye düşünüyorum. Bence şöhret çoğu zaman felakettir. Bu çocukların çoğu da bunun altında kalacak. Eğer daha çok şeye sahip olmak duygusuyla yapıyorlarsa işleri zor, umarım birkaç takipçi için kendilerine zarar vermezler ama paylaşmak duygusuyla dijitalde üretiyorlarsa, paylaşmanın tadına ve bilincine vardılarsa onlar yeni dünyanın mimarları diyebiliriz.
- Kodlama eğitiminin geleceği hakkında neler söyleyebilirsiniz? Kodlama eğitiminin ileride çocukların mesleki gelişimlerine etkileri öngörülebilir mi?
Kodlama düşünüldüğü kadar kompleks bir konu değil. Esas olan beceri algoritmik düşünme ve evrendeki matematiği görme. Aslında şöyle de diyebiliriz. Bir yemek yaparken kullanılan tencere gibi kodlama. Yarın düdüklü tencereler çıkar yemek farklı bir şekilde yapılır. Yani matematik bilmeden kodlama öğrenmeye çalışıyorsanız bu suya yazı yazmak gibi. Matematik, fizik, geometri bilginizi kullanarak kodlama yoluyla da bir şeyler üretmek istiyorsanız işte o zaman taşa yazmış oluyorsunuz
- Gelecekteki meslek seçimi için öğrencilere, ebeveynlere, öğretmenlere ve eğitim politikası geliştirenlere önerileriniz nelerdir?
Bu konuda Ziya Selçuk hocamızın “Her çocuğun müfredatı içinde gizlidir.” sözü birçok şeyi özetliyor. Çocukları daha fazla dinleyip, daha çok gelecek üzerine konuştukça zaten onlar sihirlerini yapacaktır.
- Son olarak eklemek istedikleriniz var mı? Söyleşi için vaktinizi ayırıp kanaatlerinizi paylaştığınız için teşekkür ederim.
Böyle kıymetli bir çalışmada bana da yer verdiğiniz için çok teşekkür ederim.
Buğra AYAN: 1989 yılında Erzurum’da doğdu. Karadeniz Teknik Üniversitesi, Elektrik Elektronik Mühendisliği Bölümü’nü bitirdi. Sosyal ağlarla yakından alakalı olan Ayan’ın 2008 yılında gerçekleştirdiği “Facebook’un güvenlik açıkları” adlı çalışması sektörün önemli yayın organı Chip Dergisi’nde yer aldı.
Ayan, ikisi TEDx konferansları olmak üzere ulusal ve uluslararası 100’e yakın zirvede teknoloji ve gelecek üzerine konuşmacı olarak yer almıştır. Sosyal girişimcilik çalışmaları da yürüten Ayan’ın Hayalimdeki Robot isimli projesi Gönüllülük Platformu , TGSP gibi platformlar tarafından sosyal girişimcilik ödülüne layık görülmüştür.