İki yıl önce Mardin’de bir arkadaşım okulunda kütüphane olmadığından bahsetmişti. O dönem de İstanbul’da önemli bir kurum bana, kütüphane yaptırmak için ulaşmıştı. Ben de Mardin’deki okulun uygun olacağını, amaçlarına uyacağını söyleyip, destek olmuştum. Mardin’de o okula kütüphane yapılacaktı. Arkadaşıma müjdeyi verdiğimde çok sevindi ve merakla yapılacağı günü bekledi. Çok sonra kütüphane yapacak kurum bir takım gerekçelerle bu isteğinden vazgeçti.
Kütüphane yapılamayacaktı.
Üzülerek arkadaşıma bu durumu söyledim ancak okuluna kütüphane yaptırmak için elimden geleni de yapacağıma söz vermiştim. Bu konuda girişimde bulunduğum her kapı yüzüme kapatılmıştı. Bazı kurumlar okulun uzaklığını sorun yaparken bazıları da birilerine söz verdiklerini v.s. söylüyorlardı.
Konuyu her açtığımda bir umutsuzlukla karşılaşıyordum. Örneğin bir eğitimci arkadaşım;
-Yani sen bir öğretmen olarak mı, Mardin’de kütüphane yaptırmak istiyorsun? İlginç.
-Evet, ben gayet sıradan bir öğretmen olarak o okulda kütüphane yaptırmak istiyorum.
Umudumu aslında kaybetmiş gibiydim, bu konudan söz etmiyordum ta ki geçen yıl Mardin’e bir kongre için gidene kadar. Arkadaşımla görüştüğümde tekrar okulun sosyo-ekonomik durumundan bahsetmesine kadar… Öğrencilerinin okumak istemesi ve bunun için bir desteklerinin olmaması gibi anlatılardan sonra tekrar okul için neler yapabileceğimi düşündüm.
Vazgeçmekten ziyade çare aramak daha iyi olabilirdi.
İstanbul’a döndüğümde birçok yayın evi ile görüştüm, kütüphane yapabilecek kişilerle görüştüm ancak tam olarak birkaç ay önce iyi bir sonuç alabildim. Çok değerli bir arkadaşım – aslında iyilik meleği – sponsor bulmamızda yardımcı olacak ve ilk bahsetmemde söylediği şu oldu:
– Ne zaman Mardin’e gidiyoruz?
-Doğum günümde gitsek olur mu? Hayatımda ilk kez kendime bir hediye vermek istiyorum. İki yıldır o okula kütüphane yaptırmak istiyorum, benim için o kadar önemli ki!
-O zaman doğum gününde Mardin’e gidiyoruz.
Evet arkadaşlar! Bir öğretmen olarak bu hafta sonu hem de doğum günümde Mardin’deyim.