‘ Düş kurarsınız, düş kurunca çalışkan olmaya başlarsınız
ve artık o düşe dair her şeyi okursunuz.’
Nardene Kuşcu
Tarihi ve kültürel değerlerimizi öğrenmek için müzelere gideriz. Müzeden çıktıktan sonra bizi etkiler gördüklerimiz, düşüncelere dalarız. Elle tutulur gözle görünür maddi varlıkların sergilenmesinin yanında sanki düşünceleri de müzelerde sergilememiz gerekiyor gibi geliyor bana. Anlatımlarda yer alan derinlikler, tecrübeler, yaşanmış hikayeler…
Gerçekten hayatı yaşamış insanların hikayelerini dinlemeyi hep sevmişimdir. Bunlardan biri de Nam-ı diğer Nar Anne, Nardane Kuçcu’nun hikayesi. Kendisi emekli bir sınıf öğretmeni. Çocukluğunda doğal çevrenin içinde yer alan, kendisini bundan dolayı şanslı hisseden, doğanın büyülü gücüne ve gizemine inanan biri.
Doğada yer alan insanların huzurlu ve mutlu olduğunu anlatırken, gözlerindeki umudu görebiliyorsunuz. Öğretmenlik yaparken ki anılarını anlatırken de söylemlerinde doğa sevgisi var. O tam bir doğa sever. Aşkla, heyecanla, umutla anlatabilir size doğanın öğretici gücünü. Öğretmenliği de en çok öğrenme fırsatı için sevdiğini söyleyen Nar Anne, emekli olan öğretmen olmadığını ancak yaşamı sona ererse öğretmenin emekli olabileceğini düşünüyor. Öğretmen olan kişinin okulun dışına çıktıktan sonra işinin bitmeyeceğini, öğretmenin aslında toplumun öğretmeni olduğuna inanıyor. Ona göre öğretmen toplum mühendisi olmalı, örnek olmalı, herkesi kucaklamalı. Nar Anne doğayı ve öğretmeni anlatırken de benzer kelimeler kullanıyor. Öğretici, adaletli, kabul edici, üretici, huzur verici… Sanki doğa öğretmen, öğretmen de doğaymış gibi…
Doğa aşığı öğretmenimiz Nar Anne yıllar önce bir hayal kurmuş. Nar Köy Projesi adıyla yeni nesil bir ekolojik köy oluşturmuş. Kocaeli’nin Kandıra ilçesinde son derece güzel bir alana kurulan bu çiftlikte organik tarım yapılıyor. Köylülerin çalıştığı, hiç ilaç kullanılmadan üretim yapılan bu köyde hayvanlar da yer alıyor. Atlar, inekler, ördekler, arılar, kediler, köpekler… Bir köyde ne ararsanız Nar Köy’de bulabilirsiniz. Belki de daha fazlasını görebildik köyde.
Nar Anne’nin ortalama 1200 tohumu sakladığı bir tohum bankası var. Yabani bitkilerinde tohumlarını saklayan öğretmenimiz, ekilip biçildikçe tohumların bilgeleştiğine inanan biri.
Bir ailenin tüm imkanlarını adadığı bu köyde Ozan Kuşcu eğitimler düzenliyor. Orman Anaokulu pedogojisinin de uygulandığı bu eğitimlerde, öğrencilerin ağırlandığı ve doğa eğitimlerin yapıldığı programlara da yer verile biliniyor. Yoga ve NLP teknikleri ile de eğitimler düzenleniyor.
Beste Kuçcu’nun çalışmalarıyla köye organik çiftlik oteli yapılmış. Toprağın üstüne kolonlar yerleştirerek, doğal yaşama darbe vurmadan yapılan eko-mimarlık özelliği taşıyan otel, organik köyü görüp doğa ile baş başa kalmak isteyen misafirlerin ağırlanması için kullanılıyor.
Otelde bir de gönüllü projesi hayata geçirilmiş. Organik tarımı öğrenmek ,üretim sürecine bir şekilde dahil olup yardımda bulunmak, doğa ile huzuru bulmak isteyenlerin iletişime geçip sürece dahil olabildiği, dünyadan ve ülkemizden misafirleri kabul ettikleri bir program.
Çiftlikte çalışan, çevre köylerden birinde yaşayan kişilerden biri Huriye Yılmaz. İşçilere liderlik yapan, gönüllüler ile ilgilenen, İngilizce bilmemesine rağmen yabancılarla iletişimde sorun yaşamayan biri. Kendisini izinde olduğu için evinde ziyaret ettik. Ailesi ile birlikte bizi ağırlayan Yılmaz Ailesi’nin neşesine diyecek yoktu. Doğal yaşamın huzuru, hane halkına da yansımıştı.
Köyde herkes güler yüzlü. Doğada yer almanın, üretmenin ve sağlıklı beslenmenin bir sonucu olarak, gözlerdeki mutluluğu ve huzuru görmemeniz imkansız. Bu mutluluk projesinin mimarı ve hep öğretmenlik aşkıyla gözlerindeki ışığı koruyan Nar Anne’nin emekleri, geleceğe umutla bakmamızı sağlayan motivasyon kaynaklarımızdan. Onun izinde giden genç öğretmenler olarak, yaşadıkça öğretmen olarak kalmamız umuduyla…